Laik bir türk ailesinde;
- Bugün bir kara çarşaflı gördüm. Allah’ım sıcakta nasıl giyiyolar onu bilmem.
- Atatürk’ü falan hiçe sayanlar, kol kesenler, şeriat isteyenler hep
onlar. Bak Berk! Sakın koluna bunlardan birini takıp “Evlenecem” deme!
Evlatlıktan reddederim.
- Yok artık baba daha neler…
Türkiye’de yaşayan bir Arap -nurcular da olabilir- ailesinde;
- Haçda bir tane bile çarşafsız kadın yok. O kadar güzel ki. Simsiyah.
- Bir tane bile mi yok baba… Hep siyah mı. Gözelerine kadar örtülü ha?
- Evet yavrum…
- Anne buralarda bulamaz mıyız öyle bir ar-namus timsali kız!
- Zor be oğlum…
Yukarıdaki iki aileyle iletişimi olan, ortalama bir Türk ailesi;
- Yahu tamam örtün bir şey demiyoruz da. Kardeşim örtünmeyenlerin hepsi de orospu değil ki canım…
- Valla doğru söylüyorsun bey. Bak biz örtünmüyoruz öyle çarşaflar ama
anamızdan babamızdan gördüğümüz terbiye var. Eşarp takıyoruz.
Oturuşumuza dikkat ediyoruz. Yeri geldiğinde namaz kılıyoruz, yeri
geldiğinde cumhuriyeti de kutluyoruz.
- Hayır tamam… Donunu gösterene kadar mini etek giyen, memelerini
ortalara saçan kızları savunmuyoruz da… Ee bunun da bir ortası var di
mi yani…
- Haklısın bey…
- Mustafacığım, oğlum bizi sayacak sevecek, senin de sevdiğin bir kız bul, evlen. Sen sevdikten sonra bize bir şey demek düşmez.
Not: Yukarıdaki diyaloglardan herhangi
biri benim görüşümü yansıtmamaktadır. Yazıda yalnızca tespit
yapılmıştır. Toplumun genel olarak çarşaflı bayanlara bakış açısının üç
farklı şekilde olduğu vurgulanmaya çalışılmıştır.